tidy up

Meanings of "tidy up" in Turkish English Dictionary : 14 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	tidy up v.	toparlanmak
Tidy up a bit and we'll go to the movies. Biraz toparlan da sinemaya gidelim. More Sentences
2	General	tidy up v.	toplamak
Tom started to frantically tidy up his apartment after his mother rang to say she was coming around. Annesi arayıp geleceğini söyledikten sonra Tom çılgınca evini toplamaya başladı. More Sentences
3	General	tidy up v.	toparlamak
It is your job to tidy up the mess left by national governments. Ulusal hükûmetlerin bıraktığı dağınıklığı toparlamak sizin işiniz. More Sentences
4	General	tidy up v.	ortalığı toparlamak
I was just tidying up. Ortalığı toparlıyordum. More Sentences
5	General	tidy up v.	etrafı toparlamak
6	General	tidy up v.	derleyip toparlamak
7	General	tidy up v.	bir çekidüzen vermek
8	General	tidy up v.	çeki düzen vermek
9	General	tidy up v.	düzeltmek
10	General	tidy up v.	bir düzene sokmak
11	General	tidy up v.	toplamak (dağınık bir yeri veya eşyayı)
12	General	tidy up v.	derleyip toplamak
13	General	tidy up v.	ortalığı toplamak
14	General	tidy up v.	etrafı toplamak

Meanings of "tidy up" with other terms in English Turkish Dictionary : 14 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	tidy oneself up v.	toparlanmak
2	General	tidy oneself up v.	üstünü başını düzeltmek
3	General	tidy oneself up v.	kendine bir çekidüzen vermek
4	General	tidy up the house v.	evi toplamak
5	General	tidy up the room v.	odayı toplamak
6	General	tidy up the kitchen v.	mutfağı toplamak
7	General	tidy up the kitchen v.	mutfağı toparlamak
8	General	tidy up the kitchen v.	mutfağı toparlamak/düzeltmek
9	General	tidy up the kitchen v.	mutfağa çeki düzen vermek
Phrasals
10	Phrasals	tidy up after someone v.	birinin pisliğini temizlemek
11	Phrasals	tidy up after someone v.	birinin dağınıklığını toparlamak
12	Phrasals	tidy up after v.	(birinin) pisliğini temizlemek
13	Phrasals	tidy up after v.	(birinin) dağınıklığını toparlamak
14	Phrasals	tidy up something v.	bir şeyi düzeltmek/düzene koymak